Öğrencilerinden Celal Hoca’ya vefa

31 Temmuz 2013, Çarşamba - 18:59
Öğrencilerinden Celal Hoca’ya vefa



Antalya İmam Hatip Lisesi mezunu olan Başkan Hakan Tütüncü, Celal Hocası’na karşı vefa görevini yerine getirdi. İmam–Hatip okullarının kurucusu olan merhum Mahmut Celaleddin Ökten’in ismi, Kültür Mahallesi’ndeki İmam Hatip Lisesi’nde yaşayacak.

Bir neslin ardındaki meçhul kahraman, son devrin din âlimlerinden Mahmut Celaleddin Ökten (1882-1961)’in bilinen adıyla Celal Hoca’nın ismi, kurulmasında büyük emeği olduğu İmam-Hatip okuluna ilk kez verildi.

Kepez Belediyesi öncülüğünde hayırsever desteği ile Kültür Mahallesi’nde inşa edilen ve hafız öğrencilerin eğitim göreceği yatılı Kepez Anadolu İmam Hatip Lisesi’nin isminin Mahmut Celaleddin Ökten olması resmiyet kazandı.

Celal Hoca’nın ismi resmileşti

Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü ve Kepez Anadolu İHL Yapma Yaşatma ve Geliştirme Derneği, okula Mahmut Celaleddin Ökten isminin verilmesi amacıyla Antalya İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne başvuruda bulundu.

Başvuruyu inceleyen İl Milli Eğitim Müdürlüğü Kurum Açma, Kapatma ve Ad Verme Komisyonu, söz konusu okulun isminin Kepez Mahmut Celaleddin Ökten İmam Hatip Lisesi olmasını oybirliği ile kabul etti.

Değerlerimizi yaşatıyoruz

Başkan Hakan Tütüncü, ismin verilmesini, “Ne mutlu bize ki artık merhum hocamızın ismi, Kepez Mahmut Celalettin Ökten İmam Hatip Lisesi nde yaşayacak. Değerlerimize sahip çıkıyoruz. Celal Hocamızdan Rabb imiz razı olsun. Mekânı cennet bahçeleri olsun. Yetiştirdiği gençler Hocalarına vefasını arz etti.” şeklinde değerlendirdi.

İdealini 70 yaşında gerçekleştirdi

İnşaat Malzemecileri Kooperatifi Başkanı Celal Kaya ile birlikte, bu eğitim-öğretim döneminde hizmete girecek olan Kepez Mahmut Celaleddin Ökten İmam Hatip Lisesi’nde incelemelerde bulunan Başkan Tütüncü, Celal Hoca’nın açtığı yolda, çizdiği ufukta acizane yürüyen kimseler olduklarını söyledi.

Okula, ismini vererek Celal Hoca’ya karşı vefa görevini yerine getirdiklerinin altını çizen Tütüncü, şunları söyledi: “Celal Hoca, 1920 den itibaren İmam -Hatip okullarını kurma ve imam-hatipli bir nesil yetiştirme konusunda üstün bir gayret sarf etti. Cenabı Allah kendisine 70 yaşına yaklaştığında, 1951 de merhum Başbakan Adnan Menderes döneminde İmam -Hatip okullarını açmayı nasip etti.  Dönemin Milli Eğitim Bakanı Tevfik İleri’nin desteği ile İmam- Hatip okulları ilk önce 7 ilde açıldı. Daha sonra ise vatanını-milletini seven, maneviyata sımsıkı sarılan hayırseverler ile İmam Hatip Okullarının sayısı artırıldı.” 

İsmi ilk kez bir okula verildi

Celal Hoca nın isminin bugüne kadar hiçbir İmam Hatip okuluna verilmediğini anımsatan Başkan Hakan Tütüncü, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Oysa Celal Hoca, İmam-Hatiplerin manevi kurucusuydu. Dönemin Milli Eğitim Bakanını Tevfik İleri nin ismi biliniyordu. Çünkü İleri nin ismi Ankara Merkez İmam Hatip e verilmişti. Adnan Menderes ise siyasi bir kimlik olması nedeniyle herkes tarafından tanınıyordu. Ama İmam Hatiplerin manevi kurucusu olan Celal Hoca ismi, bugüne kadar herhangi bir okula verilmemişti. Hocamızın ismini, Kültür Mahallesi’nde yapımında sona gelinen okula verdik. Bu da Türkiye de bir ilk oldu. Antalya daki ve Kepez deki öğrencileri, Celal Hocalarını unutmadılar. İsmini inşallah ebediyete kadar bu güzel okulda yaşatacaklar. Bu kurumlardan inşallah Celal Hoca gibi nice güzel insanlar yetişir ve ülkemizin ufkuna, tıpkı Başbakanımız gibi nice milletini bilen, kendi değerleriyle yoğrulmuş insanlar çıkar.”

Kepez Mahmut Celaleddin Ökten İHL’ye, 2013-2014 eğitim-öğretim döneminde öğrenci kabulünün başlayacağının bilgisini veren Tütüncü, 2 ay gibi bir zaman içerisinde okulu tamamlayarak, Milli Eğitimin hizmetine sunacaklarını ifade etti.

Hafızlara özel üçüncü okul

Türkiye nin hafız öğrencilere özel üçüncü okulu olan Kepez Mahmut Celaleddin Ökten İHL, Kepez Belediyesinin, Kültür Mahallesi nde Milli Eğitim Bakanlığı na tahsis ettiği 8,5 dönümlük arazi üzerine inşa ediliyor.

Yaklaşık maliyeti 12 milyon lira olacak okul ve pansiyon binasının mimari projesi, Selçuklu mimarisinden esinlenerek hazırlandı. 24 derslikten oluşan okulda, spor salonu, konferans salonu ve 320 kişilik pansiyon bölümü bulunacak.

Celal Hoca kimdir?

1882 yılında Trabzon da doğdu. Asıl adı Mahmut Celâlettin (Ökten) dir. Baba tarafından Gürcüzâdeler olarak bilinen, dinî ilimler alanında isim yapmış köklü bir aileye mensuptur. Dört yaşında iken babası Salih Zihni Efendi nin, kısa bir süre sonra da annesi Güller Hanım ın vefatı üzerine babaannesinin himayesinde büyüdü. Küçük yaşta hıfzını tamamladı. Rüşdiyeyi bitirdikten sonra Trabzon İdâdîsi ne kaydoldu; bir yandan da medreseye devam etti. İdâdîde okuduğu yıllarda dedesi Ömer Feyzi Efendi nin yerine Trabzon Çarşı Camii nin imam-hatipliğini yaptı. Mezun olunca İstanbul a giderek Dârül-muallimîn-i Âliyye ye girdi (1905). Bu okulu bitirdikten sonra Darülfünun Edebiyat Şubesi ne kaydoldu. II. Meşrutiyetin ilânı ile istanbul da huzurun bozulması üzerine öğrenimini yarıda bırakarak bir arkadaşıyla birlikte Turgutlu ya gidip edebiyat öğretmenliğine başladıysa da burada fazla kalmayarak İstanbul a döndü ve tahsiline devam etti. Darülfünunda hocaları Babanzâde Ahmed Naim, İzmirli İsmail Hakkı ve Mehmed Akif beylerin yakın ilgi ve sevgilerine mazhar oldu. Arap edebiyatını Ali Fehmi (Câbiç) ve Şevket efendilerden okudu. Bu arada Fatih dersiamlarından Mustafa Âsim ve Muğlalı Ali Rızâ efendilerden kelâm ve usûl-i fıkıh sahasında özel dersler aldı.

Celâlettin Efendi, 1911 yılında Darülfünun Edebiyat Şubesi den mezun olunca İstanbul Sultanîsi Arapça muallimliğine tayin edildi. İlmî yetişkinliği yanında başarılı öğretim metodu sayesinde kısa sürede "Celâl Hoca" olarak şöhret buldu.
Mütareke yıllarında kayınpederinin yerine Vasat Atik Ali Paşa Camii nde on yıl kadar imamlık görevinde de bulunmuş olan Celâl Hoca, 1925 te İstanbul İmam-Hatip Mektebi Arapça muallimliğine tayin edildi. Bir süre sonra "Tevhîd-i Tedrisat Kanunu"nun aleyhinde konuştuğu iddiasıyla açığa alındıysada yapılan tahkikat neticesinde görevine iade edildi. Ardından da İstanbul Sultanisi Arapça muallimliğine geçti. Harf inkılâbından sonra Arapça derslerinin kaldırıl¬ması üzerine okulun Türkçe hocalığını üzerine aldı. Uzun yıllar İstanbul un çeşitli okullarında Türkçe, edebiyat, felsefe ve mantık dersleri okuttu. Vefa Lisesi nde felsefe hocası iken 1947 yılında emekliye ayrıldı.

1949 yılında Maarif Vekâleti nce İstanbul da açılan imam-hatip kursuna müdür ve Öğretmen olarak tayin edildi. Bu vesile ile sadece pratik bilgiler vermeyi hedef alan bu tip kursların yeterli olmadığını gördü ve bunların orta dereceli okullar haline getirilmesi gerektiği kanaatine vardı. Bu konuyla ilgili olarak daha sonra başta dönemin Maarif Vekili Tevfik İleri olmak üzere bir çok yetkiliyle görüşmeler yaptı. Sonuçta imam-hatip okullarının açılması yönünde karar alındı ve Celâl Hoca, 17 Ekim 1951 tarihinde öğretime başlayan İstanbul İmam-Hatip Okulu nun ilk müdürü oldu. Türkiye nin dinî. ilmî, kültürel ve sosyal hayatında önemli yeri olan imam-hatip okullarının kurulması fikrinin ilk sahibi ve ilk program yapımcılarından biri olması dolayısıyla Celâl Hoca nın bu okulların tarihinde çok önemli ve unutulmaz bir yeri vardır.
1956, 1959 ve 1960 yıllarında üç defa hacca gitti. İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsü nde iki yıl ilm-i tevhid ve kelâm derslerini okuttu.21 Kasım 1961 tarihinde vefat etti. Edirnekapı (Sakızağacı) Şehitliği ndeki aile kabristanına defnedildi.

Arapça, Farsça, Fransızca bilen, özellikle Arap edebiyatına vukufuyla tanınan, İslâmî ilimler yanında Batı kültürünü de yakından incelemiş bir din âlimi olan Celâl Hoca, bütün ilmî hayatı boyunca tahkik metodunu uygulamıştır. Genel felsefe, kelâm ve İslâm felsefesi alanlarında iyi yetişmiş, bu konularla ilgili olarak Arapça ve Fransızca dan tercümeler yapmıştır. Resmî derslerinin yanı sıra Beyazıt ta evinin yakınındaki Soğanağa Camii nde cumartesi günleri altı yıl süreyle İhyâ ü ulûmi d-din okutmuştur.

Gayretli, aynı zamanda sabırlı ve kanaatkar bir anlayışla eski kültürün yeni nesle aktarılmasında başarılı hizmetler gerçekleştirdi. Günümüz insanının tasavvur edemeyeceği kadar sade bir hayat yaşardı. Bununla birlikte hayatı severdi. Ona göre hayat, meşru sınırlar çerçevesinde, güzel insanlarla güzel mekânlarda geçirilen güzel zamanlardır. Çevresindeki içten muhabbet ve saygı kuşağı ölümüne kadar devam ettiği için Celâl Hoca yaşlılığın terkedilmişliğini hiç tatmadı.

Celâl Hoca nın, tabiatındaki aşırı titizlik ve müşkülpesentlik, okuduğu ve yazdığı her kelime üzerinde duruşu, her noktada kaynak eserleri uzun uzadıya tahkik edişi gibi sebeplerle bazı makaleleri dışında yayımlanmış herhangi bir eseri bulunmamaktadır. Doğu ve Batı kaynaklarından tercüme ederek derlediği sarf, nahiv, edebiyat, kelâm, İslâm felsefesi, felsefe ve ahlâka dair kitap ve makaleleri 100 kadar defter tutmaktadır. İslâmî ilimlerde modern metodoloji ve sosyolojinin uygulanmasını arzu eden, klasik kelâmın, çağımız insanının ve İslâm dünyasının ihtiyacını karşılayacak yeni ilm-i kelâm haline getirilmesini gerekli gören Celâl Hoca nın bu gaye ile hazırladığı tamamlanmamış bazı çalışmaları da bulunmaktadır. 1000 cildi aşkın eserden oluşan kitaplığını Süleymaniye Kütüphanesi ne bağışlamıştır.  











Benzer Haberler